

​
Biyobozunur plastiklerin toprak örtüsü malç film kullanımı konulu
Yalova Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Polimer Malzeme MühendisliÄŸinde Yüksek Lisans yaptım
TEZ ve Makalem yakında .....

MÜSİLAJIN OLASI NEDENLERİ ve ÇÖZÜM YOLLARI
ÖZET
Balıkçıların “salya” adını verdikleri bu deniz fenomeni günümüzde artık AFET olarak nitelenebilecek bir durum haline gelmiÅŸtir. Türkiye kadar çevre ülkelerin ekosistemlerini de olumsuz etkilemesinden dolayı dünya gündeminde olan müsilaj, fiziksel, biyolojik ve kimyasal yapısından dolayı Marmara Denizi’nde zaten dramatik bir ÅŸekilde gerilemiÅŸ olan biyoçeÅŸitliliÄŸi daha da azaltmaktadır. Müsilaj; fiziksel yapısından dolayı fabrika ve gemilerin filtre sistemleri tıkamakta, biyolojik ve kimyasal yapısından dolayı deniz ekosistemini bozmakta, mikroorganizmalar için ideal bir konak olduÄŸundan insan ve çevre saÄŸlığını olumsuz etkilemektedir. Tüm bunlara paralel balıkçılık ve turizm girdilerini azaltmakta, ek arıtma-temizleme masraflarıyla ülke ekonomisini daraltmakta ve ekosistemdeki diÄŸer bileÅŸenleri olumsuz etkileyerek geri dönülemez çevre kirliklerine neden olmaktadır. Bilimsel araÅŸtırmalardan ve bilim insanlarının yaptığı son araÅŸtırmaların röportajlarından derlenen bu makalede müsilajın nedenleri ve olası çözüm yöntemleri irdelenmektedir

YEŞİL NANOTEKNOLOJİ İLE ÜRETİLMİŞ GÜMÜÅž İYONLU ÜRÜNLER VE GÜVENİRLİKLERİ
​
ÖZET
Nano-teknoloji, son yıllarda çok hızlı geliÅŸen araÅŸtırma alanlarının başında gelmektedir. Mevcut teknolojinin küçülmesiyle 1 metrenin milyarda biri kadar küçülen nano boyuttaki (1x10-9) partiküllerin oluÅŸumuna ve onların tasarlanmasına olanak veren bu yeni teknoloji, artık hayatımızın her yanına girmeye baÅŸlamıştır. Mikropları ve kanser hücrelerini doÄŸrudan bularak sadece oraya ilaç salan akıllı ilaçlardan bitkinin ihtiyacı kadar besini topraÄŸa salan akıllı gübrelere, genetik hastalıkları ortadan kaldıracak genetik mühendisliÄŸinden insana ve çevreye zarar vermeyen arındırma ve biyosidal (insana zarar veren mikropları yok eden) temizlik ürünlerine, cebe sığan bilgisayarlardan kredi kartındaki banka bilgilerimizi kanımızda taşıyan sistemlere, alternatif ve yenilenebilir enerji sistemlerinden deride taşınan her türlü bilgimizin bulunduÄŸu çiplere kadar tüketicinin faydasına sunulmaktadır. Bu makalede nanoteknolojinin organik materyaller kullanılarak insana ve çevreye olabildiÄŸince zarar vermeyen, ekonomiye yeni istihdam açan yeÅŸil nanoteknoloji kavramına ve doÄŸaya dost yeÅŸil sentezler kullanılarak üretilmiÅŸ nano-iyonik gümüÅŸ (Ag) iyonlar ile yapılan ürünler ve güvenirlikleri üzerine bilimsel veriler derlenmiÅŸtir.
​

ALTERNATİF BİYOSİDAL ÜRÜNLERDEN UV-C LAMBA ile OZON GAZI ve GÜVENİLİRLİKLERİ
​
ÖZET
Covid-19 salgınını yaÅŸadığımız günümüzde özellikle hastane ve diÄŸer kapalı ortamlardaki virüs ve diÄŸer patojen mikroorganizma (MO) varlığı enfeksiyon riskini artıran en büyük etkenlerden biridir. Dekontaminasyon (arındırma) için sterilizasyon (%100 dezenfeksiyon) toplu ortamlarda ve bazı ürünlerde hayati öneme sahip bir iÅŸlemdir. Kontaminasyona (zararlı bulaşıklık) neden olan çok MO olsa da günümüzde teknolojinin geliÅŸmesiyle farklı sterilizasyon teknik ve yöntemleri geliÅŸtirilmektedir. Bunlardan ikisi ürünlerde, yüzeylerde ve havadaki MO’ların ulatraviyole (morötesi) (UV-C) ışık ve ozon gazı (OG) ile inaktivasyonudur. OG’dan kolay ayrılabilen aktif oksijenin (O) oksitleme gücü, MO hücrelerini parçalar. Bu tür sterilizasyon yöntemlerinin çalışanlara, ürünlere ve araçlara (olabildiÄŸince) zararlı etkisi olmaması, güvenirliliÄŸi de son derece önemlidir. Bilimsel araÅŸtırmalardan derlenen bu makalede ürün, yüzey ve hava sterilizasyonu için kullanılacak ve geliÅŸtirilebilecek alternatif sterilizasyon yöntemleri ve güvenirliliÄŸi araÅŸtırılmıştır.

ALKOL VE HALOJENÜR (KLOR-İYOT) BAZLI BİYOSİDAL ANTİSEPTİK VE DEZENFEKTANLAR ve GÜVENLİĞİ
ÖZET
M.Ö. 18. yüzyılda Hammurabi Kanunları ile baÅŸlayan tüketicinin korunması kavramı günümüzde Koronavirüs salgını riski ile ürün güvenliÄŸi konusundan ayrı deÄŸerlendirilememektedir. Kimya alanı hem üretimde hem de tüketimde önemli olmuÅŸtur. Özellikle insan ve çevre saÄŸlığını yakından ilgilendiren biyosidal antiseptikler ve yüzey dezenfektanlarının üretim süreci, piyasa denetimi, araÅŸtırmacıların daha güçlü ama saÄŸlıklı ürün bulma deneyimi ve tüm bunları kullanan tüketicilerin bilinçlenmesi, karşımıza zorunluluk olarak çıkmaktadır. Kimya alanı çok geniÅŸtir. Bu bilimsel araÅŸtırmanın içeriÄŸini, antiseptiklerde en çok kullanılan alkol ve iyot çeÅŸitleri ve dezenfektanlarda en çok kullanılan klor bileÅŸikleri ve tüm bunların güvenli kullanımı oluÅŸturmaktadır. Antiseptik canlı dokular için kullanılan kimyasalları nitelerken dezenfektan cansız madde ve yüzeyler için kullanılan kimyasalları nitelemektedir.
​


KENEVİRDE KULLANILAN PESTİSİTLER VE BİYOTEKNOLOJİK SELEKSİYON VE MELEZLEME ÇALIÅžMALARI
​
ÖZET
Kenevir, Cannabaceae familyasında yer alan, tek yıllık, otsu ve çok yönlü kullanım potansiyeli olan bir endüstri bitkisidir. Tarihin en eski endüstriyel bitkilerinden biri olan kenevir, ilaç, gıda, kâğıt, biyoyakıt, tekstil, kozmetik, inÅŸaat ve otomotiv sektörüne kadar oldukça geniÅŸ yelpazede kullanım alanına sahiptir. Ancak kenevir üretim ve tüketim pazarının uzun yıllardır yasaklı olması nedeniyle bu türün zararlılar ve hastalıklar karşısındaki durumu hakkında yapılmış kapsamlı çalışmalar eksiktir. Son yıllarda kontrollü serbestîye sonrası uygun pestisit ve biyoteknolojik yöntem kullanımı öne çıkmaktadır. Bu derleme makalede, kenevir bitkisindeki böcek ve mikroorganizma (MO) kovucu özellikleri, bitki üzerindeki tarım zararlıları, ağır metal tutulumu, bitkiye has patojen canlılara ve hastalıklarına ve bunların insan saÄŸlığındaki bazı etkilerine deÄŸinilmektedir.

TARIM MODELLERİ ve EKOLOJİK EKONOMİ
​
ÖZET
Tüketiciye bol, hemen ve her mevsim büyüyen çeÅŸitli ürünler sunulurken sadece uluslararası bazı ÅŸirketlerin kârını düÅŸünerek endüstriyel tarım modelleri ve onların yan ürünü olacak birçok riskli kimyasal gübre, pestisit ve hormonlar üretilmektedir. Az bir zümre zengin olurken, ki onlar kurdukları endüstriyel tarım ürünleriyle deÄŸil organik gıdalarla beslenir, toprakta çok çalışan ama çiftçiler besin deÄŸeri düÅŸük, hormonlu ürünleri neredeyse karın tokluÄŸuna üretmeye baÅŸlamıştır. ÜrettiÄŸinden çok tüketen tüketiciler de her ÅŸeyi satın almaya çalışırken borçlanmakta ekonomi diÅŸlileri arasında sıkışmaktadır. Nihayet iklim de deÄŸiÅŸmekte, insanlığa hesap sorar gibi afet boyutunda doÄŸa sorunları yaratmaktadır. Artık eskiye, sürdürülebilir tarım modelleriyle ve katılımcı, adil paylaşımcı döngüsel ekonomik modellere doÄŸru geri dönülmektedir.
​
​

İKLİM KRİZİNDE ULUSLARARASI ANTLAŞMALAR ve YEŞİL ENERJİLER
​
ÖZET
İklim deÄŸiÅŸikliÄŸi son yüzyılın en önemli sorunlarından birisidir. Ancak son yıllarda artık “iklim krizi” olarak ifade edilmektedir. Çünkü küresel ısınmayla ve diÄŸer meteorolojik anormalliklerle beraber su kuraklığı ve gıda kıtlık riski artmakta, bu da ekoloji ve ekonomiyi yıkıcı bir ÅŸekilde etkilemektedir. Küresel ısınmanın ana nedenlerinin çok büyük oranda insan kaynaklı olduÄŸu bilim otoriteleri tarafından da kabul edilmektedir. Sanayi devriminden sonra artan endüstriyel kimyasal atıklar ve sera gazları, nüfusun da artmasıyla her geçen gün dünyayı bir seraya döndürmektedir. Kömür, benzin, doÄŸalgaz gibi fosil yakıtlardan elde edilen enerji, sera gazlarından karbondioksit gazının atmosferde artmasına neden olmaktadır. Organik atıklardan ve hayvanlardan atmosfere salınan metan gazı da sera etkisinde çok etkilidir. Karbon ayak izini en aza indirmek için yenilenebilir temiz enerji kaynakları, yani yeÅŸil enerji artık bir zorunluluk olmuÅŸtur. Bu derleme makalede iklim krizine neden olan etmenler, konuyla ilgili uluslararası antlaÅŸmalar ve soruna doÄŸal çözüm olan yeÅŸil enerji kaynaklarının Türkiye ve Avrupa ülkelerindeki durumu deÄŸerlendirilmiÅŸtir.​
​

Tarım Kimyasallarının Sağlığa ve Ekolojiye Olası Zararları ve
Sürdürülebilir Tarım Modelleri
ÖZET
Avcı-toplayıcılıktan tarım toplumuna geçiÅŸ yaklaşık on bin yıl önce Mezopotamya’da görülmeye baÅŸlanmıştır. Bu tarihlerde Orta ve Güney Amerika, Güney ve GüneydoÄŸu Asya’da da tarım toplumuna geçildiÄŸine dair veriler vardır. İnsan elindeki tohumu bilinçli olarak topraÄŸa dikmiÅŸ ve yaÅŸam döngüsünü topraÄŸa uyumlamıştır. Tarımsal üretim baÅŸlangıçları, M.Ö 5000 yıllarında Sümerler tarafından yapılmıştır. Fırat ve Dicle nehirlerinin düzensiz akışını önlemek için su kanalları ve setler inÅŸa edilmiÅŸ, bazı hayvanlar evcilleÅŸtirilmiÅŸ, toprağı iÅŸleme öÄŸrenilmiÅŸ ve üretim fazlası oluÅŸturulduktan sonra ilk kent devletleri kurulmuÅŸtur. Mezopotamya’dan sonra Anadolu’da Hititler ortaya çıkmıştır. Medeniyetin beÅŸiÄŸi bu topraklarda tarım toplumuna geçiÅŸle beraber toprak sahipliÄŸine göre toplumsal sınıflar ortaya çıkmış, üretim ve ticareti düzene koymak için de yasal ve ekonomik ilk kurallar ÅŸekillenmiÅŸtir.
​