top of page

Tıp ve Yılan

Tıp sözcüğünün ( Arapça Tıbb ) kökeni düşünülen Teb (Thebai) şehrinin totemi yılandır. Teb şehri, Eski Mısır'ın en önemli sağlık merkeziydi. Nil Nehri'nin doğusunda yer alır. Bu şehrin yerinde günümüzde Mısır'ın Luxor şehri bulunmaktadır. Homeros'un "Yüz Kapılı Teb" olarak (bunun nedeni, tapmakların önünde yer alan çok sayıda dikilitaşlar olabilir) söz ettiği Teb, kısa süreli birkaç dönem dışında Orta ve Yeni İmparatorluk hükümdarlarının başkenti olmuştur. Engin tıbbî bilgisinin yanı sıra mimârî ve astrolojide de söz sahibi, yazarlık ve rahiplik de yapan, İmhotep, ( MÖ 2667 - MÖ 2648 ) tıbbın babası olarak kabul edilen Hipokrat'dan yüzyıllar önce modern tıbbı kullanmıştır. Antik Mısır'ın yılan suretindeki ilahesinin adı “Lütufkar Uto” ya da “Wazit”dir. Buna karşın bütün Mısır'da şeytan olarak tanınan “Apophis” de yılan suretindedir. Üç Büyük dinde geçen Adem ile Havva’nın cennetten düşüşüne neden olan şeytan da yılan olarak betinlenmiştir.


Kuyruğunu ısıran ya da yutan yılan yani "Uroborus": Sonu başlangıcımdır. Bu simgeye Roma'dan Hindistan'a, Mısır'dan Çin'e kadar geniş bir coğrafyada rastlanır ve genel olarak ebedi dönüşü, döngüsel zamanı ve yaşamı, bölünmezliği ve sonsuzluğu simgeler. Budistler onu “Samsara” döngüsüyle özdeşleştirmişlerdir. Hint kültüründe de yaşam enerjisini simgeleyen Kundalini, insanın sakrum kemiğinde kıvrılmış uyur şekilde betimlenmiş bir yılandır. İlyada Destanı’nda Homeros’un bahsettiği ilk tıp hekimlerinden “Aesculapius”, önce Zeus'un gazabıyla yıldırım çarpmasıyla öldürülüp sonra yine Zeus tarafından tıp tanrısı olarak ilan edilir. Tıp amblemlerinde yer eden, temeli Eski Mısır’a dayanan ve tarihi M.Ö. 3000' lere uzanan yılan figürü de, Asklepios ve O'nun asası ile bütünleşmiştir.


Orta Doğu ve Anadolu coğrafyasında ise tıbbın babası “Lokman Hekim”dir. Kur’an’da Lokman Suresi’nde, Allah tarafından Lokman Hekim’e hikmet verildiği ve onun oğluna verdiği öğütlerden bahsedilir. Efsaneye göre; Lokman’ın “Ölümsüzlük İksiri”ni bulduğu ancak kaybettiğinden bahsedilir. En eski destanlardan Gılgamış’taki söylenceye göre, Lokman’ın ölümsüzlük iksirini bir yılana kaptırdığı ve yılanın tanrılaştığı yani sonsuzluğu eline geçirdiğinden bahsedilir. Mezopotamya coğrafyasındaki ilk medeniyetlerden Sümerler’de, tanrılarından birinin adı "Yaşam Ağacının Hâkimi" anlamına gelen “Ningişzida“dır ve sembolü, ağaca sarılmış haldeki biri erkek diğeri dişi iki yılandır.


Yılan kelimesi, etimolojik olarak Çince'deki "Lung" kelimesinden Türkçe'ye geçmiştir. Gerek yılan, gerekse onun dev şekli olan Ejderha sureti antik çağlara ait mitolojilerde çok yaygın bir semboldür. Modern tıpda da yılan tıbbın ve eczacılığın sembollerindendir. Hem zehir hem panzehir üretildiğinden ve zehri kimyayı ve ilaç yapımını çağrıştırdığından ve tıbbın kökeni yukarıda bahsi geçen hikâyelere dayandığından olsa gerek. Yılan sembolünün hem şifa hem de şeytan olarak görünmesi ilginç. Mecazi anlamda, hem ölümsüzlüğü hem de ölümü, hem sağlığı hem sağlıksızlığı betimlediği söylenebilir. Bunlar arasında yılan gibi ince bir çizgi vardır. Seçmek bizim elimizde!

200 görüntüleme0 yorum
  • X
  • Facebook Sosyal Simge
  • Instagram Sosyal Simge
  • LinkedIn Sosyal Simge
  • YouTube Sosyal Simge
bottom of page