Kendimi, hayatı ve evreni okuduğum, gördüğüm, duyduğum ve deneyimlediğim kişisel gelişim yaşamımda Carl Gustaw Jung'un çalışmalarını incelerken astroloji ile karşılaştım. (Kendisi insana ve yaşama bütünsel bakan ve astrolojiyi de terapi ve kuramlarında kullanan ufuk açıcı bir insandır). Çalışmalarıma ilk başladığımdan bu yana, astroloji hakkında birçok astroloji kitabı okudum ve onlarca farklı eğitmenden uluslararası ve yerel sertifikalı eğitimler aldım. Astrolojinin sadece burç yorumlarından fersah fersah çok derin kapsamlı ve hayatın şifrelerini veren popüler veya gerçekdışı bir akımdan çok daha fazla şey olduğunu gördüm. Astroloji sembollerinin ve kadim lisanının arkasında geniş bir potansiyel bilgelik alanı olduğu, yaşamın kendisine ait yasa ve bakış açılarının daha derin bir anlayışla gösterdiğini öğrendim.
Peki, astroloji nasıl böyle yüksek doğrulukta çalışır? Neden kişi doğduğunda o an gökyüzündeki Güneş ve Ay başta olmak üzere gezegen, astroit ve yıldız konumları ve açıları o kişinin yaşamını etkiler? Zamanı anlama ve okuma ilmi olan astroloji hangi durumlarda ve ne zaman kendini deşifre eder? Tüm bunlar ezoterik, okült ve karmik astroloji ekollerinde gizlidir. Ta ki kişinin kendini ve evrensel sistemi bilme zamanı gelene kadar....
.
Astroloji, yaşamın şifrelerini anlamak ve evrende gizli olan bağlantıları keşfetmek için kullanılan derin bir araştırma alanıdır. Makrokozmoz ve mikrokozmoz bir bütün olduğundan insanın psikolojik sosyolojik fizyolojik yaşamını frekans benzerliğinden etkiler. Ancak, astrolojinin şu anki astronomi gibi bilimsel bir temeli olmadığını ve daha çok felsefik, istatistik veri anlamlandırma ve sembolik bir anlam ifade ettiğini unutmamak gerekir. Tabii bu günümüzde adım adım değişmekte, Astroloji aynı eskiden olduğu gibi bütünsel bakış açısı ile hayatın ayrılmaz bir bütünü olarak önyargıları yıkarak ortaya daha çok çıkmaktadır.
Zodyak:
Astrolojik haritalar, Zodyak adı verilen hayali bir halka üzerine yerleştirilmiştir. Zodyak, 12 burcu içerir ve her burcun belirli bir enerji, özellik ve nitelikle ilişkilendirilmiştir. Yıldız haritası, kişinin doğduğu anda zokyak’ta görülen gök cisimleridir.
Bir ZODYAK haritasındaki Yaşam Oyununda;
Gezegenler, aktör ve zihnimizdeki fonksiyonları (düşünme, ilişki kurma, hareket etme, sevme, vb.),
Açılar, aktörlerin birbirleriyle rollerini, iletişimlerini,
Evler, sahne ve gezegen-burç kombinasyonlarının ortaya çıktıkları uygulama alanlarını,
Burçlar, içlerinde bulunan gezegenleri etkileyen, kendi özellikleriyle renklendiren süreçleri gösterirler.
Gezegenler:
Astroloji, Güneş, Ay'ı ışıklar olarak, Merkür, Venüs, Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs, Neptün ve Plüton'u gezegenler olarak içerir. Bu gezegenler, bir haritadaki evlere ve yaptıkları açılara göre değerlendirilir. Bu oluşan kapsamlı kombinasyonlar zamanın kalitesini oluşturur.
Dispozitör, içinde başka bir gezegenin yer aldığı burcu yöneten gezegendir.
Bir zodyak derecesinde en fazla yaptırım gücü olan gezegene o derecenin almuteni denir.
Peregrin, bir gezegenin temel asaletlerden hiç birine ve temel zayıflıklara sahip olmaması durumudur.
Asteroitler, Mars ve Jüpiter arasında, belirli bir yörüngede dolanan, çeşitli büyüklük ve şekildeki kaya ve metal cisimlerdir.. Harita analizini bir yolculuk olarak düşünürsek asteroitleri işaret levhaları gibi düşünebiliriz. Yol bellidir (gezegenler, açılar, yerleşimler), ama işaretleri doğru okursak hedefe doğru ve hızlı bir yoldan ulaşırız.
Evler:
Burçlara göre şekillenen evler, hayatın farklı alanlarını temsil eder. Gezegenlerin sahip olduğu enerji bir çok değişken yolla ortaya çıkabilir. Evler ise bu enerjinin nasıl ve nerede etkili olacağını gösterir.
Bir evin signifikatörü, o evin burcunu yöneten gezegendir. Klasik astrolojide köşe evler çok önemlidir.
Yöneticilikler (Signifikatör):
+ Koç: Mars
- Boğa: Venüs
+ İkizler: Merkür
- Yengeç: Ay
+ Aslan: Güneş
- Başak: Merkür
+ Terazi: Venüs
- Akrep: Plüton (Geleneksel olarak Mars)
+ Yay: Jüpiter
- Oğlak: Satürn
+ Kova: Uranüs (Geleneksel olarak Satürn)
- Balık: Neptün (Geleneksel olarak Jüpiter)
Yöneticilikler 5 kademede asalet olarak incelenir. Bir gezegenin, bulunduğu burçta ne kadar güçlü ne kadar zayıf olduğunu anlamak için bir puanlama yapılır. Bu güçlülük (akıcılık) ya da zayıflık (durağanlık) verir.
Karşılıklı Ağırlama, iki gezegenin birbirlerinin yönettikleri burçta yerleşmeleridir.
Açı, gezegenlerin birbirlerini ya da ASC, MC, Arap noktaları vb gibi özel noktaları görmesi, iletişime geçmesi, etki aktarması şeklinde kullanılır. Zodyak 360 derecelik bir dairedir. Zodyak ‘ta 12 burcun genişliği 30 derecedir. (360 / 12 = 30 derece. 1 derece ise 60 dakikadır). Klasik astroloji sadece temel (birincil) açıları ve kavuşum kullanır. Minör (ikincil) açılar daha çok modern astrolojide kullanılır. Açıların kullanımında Orb önem kazanır. Orb ne kadar azsa etkileşim o kadar güçlü olacaktır. İki gezegen veya gezegen-yıldız gök eşleğine aynı uzaklıkta olduğunda Deklinasyon Paraleli adında bir açı oluşturur. Paralelin etkisi kavuşum açı etkisine benzerdir.
Sabit yıldızlar, harita sahibin hayatını, kişiliğini ve kendini ifade ediş biçimi, gezegenlerden sonra en fazla etkileyen gök cisimleridir. Sabit adını almalarının nedeni; dünya gibi güneşin etrafında dönmemelerinden kaynaklıdır.
Yıldızların ufuk üzerindeki hareketleri ve birbirleriyle ilişkileri eski gözlemciler tarafından paran olarak anlamlandırılmıştır.
Ay düğümleri matematiksel olarak hesaplanmış noktalardır. Ay' ın ekliptiği kestiği noktalardır. Bu iki nokta birbirine 180 derecelik karşıt yapar. Örnek olarak KAD (Kuzey AY Düğümü) 2 derece Aslan burcunda ise GAD da 2 derece Kova burcunda olur.
Natal Harita:
Astrolojik analiz, doğum haritası ve saati belli bir kişinin veya kurumun (veya ülkenin) natal haritası üzerinden yapılır. Bu harita, doğum anındaki gökyüzünün bir görüntüsünü sunar ve bireyin potansiyel özelliklerini, güçlü ve zayıf yönlerini belirlemeye yardımcı olur.
Küreler: Doğu yarım kürede güneşin doğduğu yükselen (ascendant/ASC) noktası olduğundan başlangıcı, canlılığı, dinamizmi ve sürekli tazelenen enerjileri simgeler. ASC, Zodyak’ın doğu ufkunda Yükselen burç. 1. Evdir.
Güney yarım küre vurgusu; Güneşin en tepeye çıktığı, aydınlığın hakim olduğu gün ortası (medium coeli/MC) noktasını temsil eder. Gün ışığı ve ısısın hakim olduğu bir alan olduğundan toplumsal (kolektif) alanı temsil eder. MC, Ekliptiğin meridyeni güneyde ufkun üzerinde kestiği nokta (Midheaven-Medium Coeli-Tepe Noktası). 10. Evdir.
Batı yarım küre vurgusu; Burası güneşin battığı, ısı ve ışığının zayıfladığı, güç kaybına uğradığı alçalan (descendant/DSC) noktası olduğundan tesir altında kalmayı, edilgenliği, pasifliği, dinlenmeyi ve kadere yatkınlığı simgeler. Güneş ve gezegenler bu noktadan alçalıp battığından, aşağıya inişi temsil eden bu noktaya oksidantal denir. DSC, Zodyak’ın batı ufkunda Alçalan burç. 7. Evdir.
Kuzey yarım küre vurgusu; Güneşin en dip noktaya indiği, ısı ve ışığını saçmakta tesirsiz kaldığı gece yarısı (imum coeli/IC) noktasını temsi eder. Karanlığın hakim olduğu bir alan olduğundan buraya nocturnal denir. IC, Ekliptiğin kuzeyde, Midheaven'ın tam karşısındaki meridyeni kestiği noktadır. (Imum Coeli). 4. Evdir.
Ekinoks:
Güneş ışınlarının Ekvator’a dik vurması sonucunda aydınlanma çemberinin kutuplardan geçtiği an. Gündüz ile gecenin eşit olması durumudur. Yılda iki kez tekrarlanır; İlkbahar Ekinoksu (Koç) ve Sonbahar Ekinoksu (Terazi)
Elementler temelde ikiye ayrılır.
Ateş ve hava aktif ve kendini ifade edici iken su ve toprak pasif, alıcı ve kendini baskı altında tutucudur.
Bu iki grup Uzakdoğu felsefesinin temel bölünüşüyle aynıdır: Yin (su ve toprak) ve Yang (hava ve ateş).
Ateş ve hava aktivite ve havailikle yayılmak ve yükselmek, uzakta bir noktaya doğru uzanmak isterler.
Su ve toprak ise yerçekiminin etkisi altında kalmak ve odaklanıp en alt düzeyde toplamak, biriktirmek isterler.